İçine Kapanık Karakterler İçin Hayat Dersleri: Neden Sınıfta Aktif Olmalıyız?
- SALİH TUZLUKAYA
- 15 Şub 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Oca 2021
Ben, bırakın ilkokul ve ortaokulda parmak kaldırıp konuşmayı, üniversitede bile derste konuşunca kulaklarım kızarır, soğuk soğuk terlerdim. Çok utanırdım bilir miniz? İlkokulda bir gün sınıftan birinin doğum günü kutlanıyordu. Pastalar, börekler, kolalar, meyveler, yemişler... Belki de hiç doğum günü pastası da görmemiştim o güne kadar. Herkes çok sevinçli, pastalar yeniyor, içecekler içiliyor. Bense utancımdan öleceğim. Öğretmenim bana hadi sen de ye deyince ben ne dedim biliyor musunuz? Annem üç ayları tutuyordu. Aklıma o geldi. Öğretmenim ben orucum dedim. Öğretmenim Ramazan değil ki ne orucu bu deyince ben: Üç aylar Öğretmenim, deyip kurtulmuştum. Çünkü ben bunca arkadaşımın arasında yemek yiyemezdim. Evet, yıllar yılı sürdü bu utangaçlık, çekingenlik ben de. Kimseye fark ettirmemeye çalıştım ama siz bir de bana sorun. Çok zordu çok. Öğretmen olunca ben kendim oldum. Samimi olmayı, konuşmayı, paylaşmayı öğrendim. İnsan, doğruyu bulmak için önce dinlemeli, sonra düşünmeli dinlediklerini sonra da okumalı konu ne ise onunla ilgili epey okumalı, en son da konuşmalı, paylaşmalı anlatmalı. Evet çocuklar, dinleyin ve düşünün bu süreç herkes için aynı sürede gerçekleşmez ama okuyup konuşmak için çok beklemeyin olur mu?

Commenti